Bahsetmek istediğim bir başka şey ise; son 50 yılın en değerli insanlarından birinin düşünceleri, yaptıkları ve yaşamı. Çok aykırı biri. Protest müzik yapar, arada bir hayatın boğucu temposundan sıyrılarak, yeşil renkli deniz sahillerinin gece yarısı esen rüzgarını hissettiren şarkılar yazar. Ve Tabiki kendine has tarzıyla seslendirir. Kimisi bu manyağın bizzat Trabzonlu olduğunu söylüyor. Ama şimdilik bununla ilgili bi bilgim yok.
Belki de söylediği şarkıları değil de söylerken hissettirdiği duyguları seviyoruz. Kim bilir. Herneyse ben kendisinin ismini vermeyi unuttum, tamam heycanlı olsun diye böyle yaptım.
Bob Dylan..
Kendisini uzun zamandır duyuyordum. Küçükkenden beri sürekli ismi geçiyordu etrafımda, bir şekilde. Ama bu denli başarılı ve farklı bir sanatçı olduğunu 10 ay önce keşfettim. The Music Never Stopped filminde, Hey Mr. Tambourineman şarkısıyla. Çok hoş bir filmdi. ve Kazandırdığı bir sürü şey.
Çatallı sesi, umursamaz tavrı, hissettirdikleri, yüz hatları, armonika soloları, akustik gitarı ve bazen de blues tarzı ile bambaşka biri. Her biri ayrı bir tat verirken, çat pat ingilizcemle anlayabildiğim bazı sözleri ve o sözlerin harika olmasından dolayı araştırdığım tüm şarkı sözleri.. Sanki Şubat perileriyle yazıyor her birini.. Yani bu adam aşmış baba.
"No Direction Home: Bob Dylan" belgeselinde 60'lı yıllardan kalma bir konser sonrası görüntüsünde hayran: "Bir imza versen ölür müsün?" ısrarı üzerine "İmzama muhtaç değilsin, eğer olsaydın verirdim" cevabını verdikten sonra "Bugün nesi var bunun?!" yorumuyla sarsılmak istiyorum.
ve Yine aynı belgeselde öğrendiğime göre bu adam, Amerikanın tüm kodaman politikacılarının toplandığı bir yemekte, kürsüye çağrılıyor -Destekleyici sözler söyler ümidiyle- "Benim için zenci, beyaz yok. Benim için sağsol da yok. Benim için aşağı ve yukarı var. Aşağıda politika, bense yükselmek istiyorum." diyerek tüm kodamanları bir nevi çıldırtmış.
Folk Müzik alanında müthiş bir ilerleme kaydetmiş. The Beatles gurubuyla da bir otel salonunda oturmuş muhabbet etmişler, eğlenceli yıllarmış. Çok garip biri gerçekten. Bir pet shop mağazasında yazan 8-10 kelimeyle 6-7 farklı cümle kuruyor. Konserinde kendisini öldüreceğini söyleyen adamı merak ediyor, görmek istiyor. Göremeyince hiç bir şey olmamış gibi devam ediyor. Şakalaşıyor kuliste arkadaşlarıyla. "Lütfen dokunma bana öldürüleceğim korkusunu yaşamak istiyorum" gibi amerikan esprileri. Bir haberci soru soruyor, soruyu yanıtlamıyor, diğer haberciyle dalga geçiyor. Ama bunu öyle bi yapıyorki, durum sulanmaktan öte çok eğlenceli bir hal alıyor.
Bu büyük insanın hayatından kısa kısa bildiklerimi anlatma ihtiyacı hissettim. Nedense. Adamın en sevdiğim yönü şarkıları; ama ben şarkılardan konuşmayacağım. Çünkü onun şarkıları konuşulacak kadar konuşulası değil. Konuşacak bir şeyim olsun diye bunlardan bahsetmek istedim. Ama sanırım size 3 şarkısını önerebilirim, sözleriyle birlikte tabi.
---------------------------------------------------------------------------------------
Bob Dylan - Blowing in The Wind
How many roads must a man walk down Bir adamın katetmesi gereken ne kadar yol var Before you call him a man?
Ona erkek demeniz için Yes, n how many seas must a white dove sail Evet, ve kaç deniz aşmalı beyaz bir güvercin Before she sleeps in the sand? Kumsalda uyumadan önce Yes, n how many times must the cannon balls fly Evet, ve top gülleleri kaç kez atılmalı Before theyre forever banned? Sonsuza dek yasaklanmalarından önce The answer, my friend, is blowin in the wind, Cevap, dostum, rüzgarla esiyor The answer is blowin in the wind. Cevap rüzgarda uçuyor How many times must a man look up Bir adam kaç kez yukarı bakmalı Before he can see the sky? Gökyüzünü görebilmesi için
Yes, n how many ears must one man have Evet, ve bir adamın kaç kulağı olmalı Before he can hear people cry? İnsanların ağladığını duyabilmesi için Yes, n how many deaths will it take till he knows
Evet, ve kaç ölüm olmalı onun bilmesi için
That too many people have died?
Ne kadar çok insanın öldüğünü? The answer, my friend, is blowin in the wind,
Cevap, dostum, rüzgarda esiyor The answer is blowin in the wind.
Cevap rüzgarda uçuyor
How many years can a mountain exist
Kaç yıl geçmeli bir dağın varolabilmesi için Before its washed to the sea? Suyla yıkılmaması için Yes, n how many years can some people exist Evet ve kaç yıl geçmeli bazı insanların yaşayabilmesi için Before theyre allowed to be free? Özgür olmaları için izin verilmeden önce Yes, n how many times can a man turn his head, Evet ve bir adam kaç kere çevirebilir başını Pretending he just doesnt see? Sadece görmemek için The answer, my friend, is blowin in the wind, Cevap, dostum, rüzgarda esiyor
The answer is blowin in the wind. Cevap rüzgarda uçuyor
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bob Dylan - Like a Rolling Stone
once upon a time you dressed so fine bir zamanlar çok iyi giyinirdin you threw the bums a dime in your prime, didnt you? serserileri uzaklaştırdın ilk olarak değil mi? peopled call, say, "beware doll, youre bound to fall" insanlar uyardı, uyanık ol taşbebek, kesin ineceksin zirveden you thought they were all kidding you. onların hepsi senile alay ediyor sandın. you used to laugh about, sen onlara hep gülerdin, everybody that was hangin out, herkes hariçten gazel okuyordu, now you dont talk so loud şimdi sesin kesildi
now you dont seem so proud öyle gururlu da görünmüyorsun, about having to be scrounging for your next meal. sonraki menfaatin için yalvarmaya.
how does it feel? ne hissettiriyor? how does it feel? ne hissettiriyor?
to be without a home yersiz yurtsuz olmak like a complete unknown tamamen tanınmaz olmak like a rolling stone? sürekli huy değiştiren bir karakter olmak youve gone to the finest school all right, miss lonely, Harward gibi okullara gittin bu doğru, bayan yanlız but you know you only used to get juiced in it! ama biliyosun bunu sadece tatmin olmak için kullandın and nobody has ever taught you how to live on the street,
ve kimse sana hiç öğretmedi sokakta nasıl yaşanacağını
and now you find out youre gonna have to get used to it! ama şimdi bu durumu alışkanlık haline getirmelisin you said youd never compromise, sen asla uzlaşmayacağını söyledin
with the mystery tramp, but now you realize, o gizemli serseriyle, ama şimdi farkettin he's not selling any alibis, o hiç mazeret uydurmadı as you stare into the vacuum of his eyes, onun gözlerindeki çukura gözünü dikince
and ask him "do you want to make a deal?" sor ona bir menfaat istermisin diye how does it feel? ne hissettiriyor how does it feel? ne hissettiriyor
to be on your own, tek başına olmak
with no direction home,
evinin yolunu kaybetmek like a complete unknown, tamamen tanınmaz olmak like a rolling stone? sürekli huy değiştiren bir karakter gibi you never turned around to see the frowns on the jugglers and the clowns başını hiç çevirmedin soytarı ve düzenbazların çatık kaşlarını görmedin when they all come down and did tricks for you! hepsinin gelip sana hünerlerini ğösterdiklerinde you never understood that it aint no good, sen hiç uyanmadın bunun faydası yok diye you shouldnt let other people get your kicks for you! diğer insanlara izin vermemelisin! senin lehine senin tekmelerini atmalarına you used to ride on the chrome horse with your diplomat, sen o diplaomatınla beraber limuzinine binerdin who carried on his shoulder a siamese cat omzunda siyam kedisi taşıyan kişiyle aint it hard when you discover that, bunu anladığında zor olmadı mı? he really wasnt where its at? o aslında olması gereken yerde değilmiydi yoksa?
after he took from you everything* he could steal! herşeyini götürdüğünde seni kullanarak how does it feel? ne hissettiriyor how does it feel? ne hissettiriyor to be on your own, tek başına olmak
with no direction home, evinin yolunu kaybetmek like a complete unknown, tamamen tanınmaz olmak like a rolling stone? sürekli huy değiştiren bir karakter olmak princess on the steeple and all the pretty people kulendeki prensesler ve tüm hoş insanlar theyre drinkin, thinkin that they got it made! içiyorlar, onlar meseleyi halledeceklerini düşünüyorlar exchanging all kinds of precious gifts and things değişiyorlar herçeşit değerli hediye ve eşyaları
but youd better lift your diamond ring, youd better pawn it babe! elmas yüzüğünü çıkarıp kutuya koysan iyi olur senin için you used to be so amused, o çok eğlendiğin at napoleon in rags* and the language that he used, napolyon kıyafetli adam ve kullandığı dille, go to him now, he calls you, you cant refuse, şimdi ona git seni çağırıyor açmazdasın when you got nothing, you got nothing to lose, hiçbirşeyin yoksa kaybedecek birşeyin de yoktur. Yure invisible now, you got no secrets to conceal. şimdi görünmez oldun,saklayacak sırrın yok. how does it feel? ne hissettiriyor how does it feel? ne hissettiriyor to be on your own, tek başına olmak
with no direction home, evinin yolunu kaybetmek like a complete unknown, tamamen tanınmaz olmak
like a rolling stone? sürekli huy değiştiren bir karakter olmak
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bob Dylan - Hey Mr. Tambourine Man
Hey! Mr. Tambourine Man, play a song for me, hey!bay tef arkadasim benim icin bir sarki cal
I'm not sleepy and there is no place I'm going to. uykulu degilim ve gidecek bir yerim yok Hey! Mr. Tambourine Man, play a song for me, hey!bay tef arkadasim benim icin bir sarki cal In the jingle jangle morning I'll come followin' y ou. sabahin singirti gurultusunde,seni izlemeye gelece gim Though I know that evenin's empire has returned in to sand, aksamin imparatorlugu kumlara donustugunu bildigim halde Vanished from my hand,elimden uctu Left me blindly here to stand but still not sleepi ng. burada kalmak icin koru korune beni terk etti hala uyuyamiyorum My weariness amazes me, I'm branded on my feet, beni hayrete dusuren yorgunlugum,ayaklarimin uzeri nde damgalanmisim I have no one to meethic kimseyle gorusmek istemiy orum And the ancient empty street's too dead for dreami ng. ve ruya gormek icin de eski bos sokakta oludur Hey! Mr. Tambourine Man, play a song for me, hey!bay tef arkadasim benim icin bir sarki cal I'm not sleepy and there is no place I'm going to. uykulu degilim ve gidecek bir yerim yok Hey! Mr. Tambourine Man, play a song for me, hey!bay tef arkadasim benim icin bir sarki cal In the jingle jangle morning I'll come followin' y ou. sabahin singirti gurultusunde,seni izlemeye gelece gim Take me on a trip upon your magic swirlin' ship, sihirinin firil firil dondurdugu geminde beni bir gezintiye gotur My senses have been stripped, my hands can't feel to grip, duygularim soyunmus,ellerim SIKI tutmayi hissedemi yor My toes too numb to step, wait only for my boot he els ayak parmaklarim adim atmak icin cok uyusmus, sadece botumun topuklarini bekleyin To be wanderin'. gezinmek icin I'm ready to go anywhere, I'm ready for to fade bir yere gitmeye hazirim,solmak icin hazirim Into my own parade, cast your dancing spell my way kendi gosterimde,dansinin sihiri benim yerime rol alir I promise to go under it soz veriyorum batmak icin Hey! Mr. Tambourine Man, play a song for me, hey!bay tef arkadasim benim icin bir sarki cal I'm not sleepy and there is no place I'm going to. uykulu degilim ve gidecek bir yerim yok Hey! Mr. Tambourine Man, play a song for me, hey!bay tef arkadasim benim icin bir sarki cal In the jingle jangle morning I'll come followin' y ou. sabahin singirti gurultusunde,seni izlemeye gelece gim Though you might hear laughin', spinnin', swingin' madly across the sun gunese karsi delice sallanmayi,donmeyi gulmeyi duy abildigin halde It's not aimed at anyone, it's just escapin' on th e run hickimseyi hedefe almadi,simdi acele kaciyor And but for the sky there are no fences facinama g okyuzu icin parmakliklar astarsizdir And if you hear vague traces of skippin' reels of rhyme siirin makaralarinin atladigi belirsiz izleri duyu yorsan To your tambourine in time, it's just a ragged clo wn behind, zamani gelince senin tefinin arkasinda simdi yirti k pırtik palyaco I wouldn't pay it any mind, it's just a shadow you 're hic bir akil odemecegim simdi sen bir hayaletsin Seein' that he's chasingtakip edildigini goruyorsu n Hey! Mr. Tambourine Man, play a song for me, hey!bay tef arkadasim benim icin bir sarki cal I'm not sleepy and there is no place I'm going to. uykulu degilim ve gidecek bir yerim yok Hey! Mr. Tambourine Man, play a song for me, hey!bay tef arkadasim benim icin bir sarki cal In the jingle jangle morning I'll come followin' y ou. sabahin singirti gurultusunde,seni izlemeye gelece gim Then take me disappearin' through the smoke rings of my mind, aklimin her yerinde duman halkalari yok oldugunda yok oldugunda beni al Down the foggy ruins of time, far past the frozen leaves, zamanin sisli yikintilari altinda onceki soguk ved alardan uzak The haunted, frightened trees, out to the windy be ach, ruzgarli sahilin arasindan perili korkmus agaclar Far from the twisted reach of crazy sorrow cilgin kaderin saskin menzilinden uzak Yes, to dance beneath the diamond sky with one han d waving free, iste elmas gokyuzu altinda hur bir el sallamasiyla dans et ilhouetted by the sea, circled by the circus sands deniz kenarinda siluet cizildi,meydanda ki kumlarl a cevrelendi With all memory and fate driven deep beneath the w aves, dalgalarin altinda butun hatira ve kader ile birli kte derinlige suruldu Let me forget about today until tomorrow bana yarina kadar bugunu unutmam icin izin ver
sana bob dylan'ı bir şiirle anlatmamı ister miydin?
YanıtlaSilhaha bunu gerçekten ister miydin?
ben bunu yapabilir miydim?
bunu gerçekten bekler miydin?
ben bunu yapar mıydım?
bu sessiz bir sinema olsaydı,
fahişeyi sevişerek anlatır mıydın?