27 Şubat 2012 Pazartesi

Mr. Tambourine Man


Bahsetmek istediğim bir başka şey ise; son 50 yılın en değerli insanlarından birinin düşünceleri, yaptıkları ve yaşamı. Çok aykırı biri. Protest müzik yapar, arada bir hayatın boğucu temposundan sıyrılarak, yeşil renkli deniz sahillerinin gece yarısı esen rüzgarını hissettiren şarkılar yazar. Ve Tabiki kendine has tarzıyla seslendirir. Kimisi bu manyağın bizzat Trabzonlu olduğunu söylüyor. Ama şimdilik bununla ilgili bi bilgim yok.

Belki de söylediği şarkıları değil de söylerken hissettirdiği duyguları seviyoruz. Kim bilir. Herneyse ben kendisinin ismini vermeyi unuttum, tamam heycanlı olsun diye böyle yaptım.

Bob Dylan..



Kendisini uzun zamandır duyuyordum. Küçükkenden beri sürekli ismi geçiyordu etrafımda, bir şekilde. Ama bu denli başarılı ve farklı bir sanatçı olduğunu 10 ay önce keşfettim. The Music Never Stopped filminde, Hey Mr. Tambourineman şarkısıyla. Çok hoş bir filmdi. ve Kazandırdığı bir sürü şey.

Çatallı sesi, umursamaz tavrı, hissettirdikleri, yüz hatları, armonika soloları, akustik gitarı ve bazen de blues tarzı ile bambaşka biri. Her biri ayrı bir tat verirken, çat pat ingilizcemle anlayabildiğim bazı sözleri ve o sözlerin harika olmasından dolayı araştırdığım tüm şarkı sözleri.. Sanki Şubat perileriyle yazıyor her birini.. Yani bu adam aşmış baba.


12 Şubat 2012 Pazar

Karanlık Oda

"Zamanın Muhafızları masaya oturduklarında, çevredeki insanlar dikkatle süzdüler onları. Ellerindeki mucizevi silahlarıyla insanları ürküttükleri doğruydu. Biraz zaman sonra içkilerini yudumlayan muhafızlardan biri, daha önce görülmemiş o silahını küçük bir kızın masum suratına doğrulttu. ve Maalesef yaşayacağı çok şey olan o küçük kız habersizdi bu durumdan. Çevredeki diğer herkes korkmuştu ve bir yanındakine fısıldayacak cesaretleri kalmamıştı. Son hazırlığını yapan muhafız o tetiğe basmak üzereyken; dikkatler kalabılığın içinden çıkagelen yaşlı bilgeye yöneldi. ve O bilge şöyle konuştu: "Onlar; An'ı yakalarlar.. ve Yakaladıkları herbir An'ı, hapsederler özgürlüğe açılan bir bahçesi olan karanlık zindana. Bahçeden gelen fısıltılar ve o fısıltıların taşıdığı duygularla beslenirler. Onların hayatı, zindanlarındaki gölge kadar karanlık, bahçelerindeki ışık kadar aydınlıktır. Öyleyse korkmayın! Çünkü siz sadece aydınlık tarafı görebilirsiniz.."

Fotoğrafçılık.. Bu kavram hakkında, böyle küçük bir hikaye yazmak sanırım yanlış olmaz. Çünkü benim fikrimce onlar tam da bu işi yapıyorlar. Anı yakalıyorlar. Ve zihinlerindeki karanlık odanın o harika yansımasıyla bizleri buluşturuyorlar. Zor sanat olsa gerek.

1 Şubat 2012 Çarşamba

Hepimiz Pardusuz! Diyebilir miyiz...

Evet sanırım Türk halkı son günlerde buna benzer cümlelerle tepkisini gösteriyor. İşe yarayıp yaramadığını bilemem. Çokta sevdiğim bir slogan olmamıştır benim için. Ama bazen çok ses getirdiği olağandır. Şimdi de ben Pardus için ses çıkartmak istedim.

Birileri öldüğü zaman onun yanında olduğumuz belirtmek için hepimiz bir anda o kişinin ismine büründük. Ona yapılan haksızlık insanlığa yapılan bir haksızlık diyerek göğüs gerildi sokaklarda. Falan filan... Hepimizin bildiği şeyler bunlar, bugünkü konu Özgürlük!..