21 Temmuz 2013 Pazar

Bir takım gizlerimden bahsediyorum, burada okunulan burada kalır ona göre.

Gizlerinizi birileriyle paylaşmadan yaşayabileceğiniz yılların kıymetine bakın. Çünkü bugün, gizlerimden bahsedeceğim.

Aşk'tan söz eden şeylerden aslında sıkılmam. Sigaradan çekinmem. Aslında bir kadının ağlamasından hoşlanırım. Adeta doğallık akar gözyaşlarından. Kan bağım olan insanların aslında beni sevmeyeceklerine inanırım. Seçimlerimi ve de hayatımdaki değişikliklerimi pek çok zaman sevmediler. Her şeyin güzel olmayacağını söylerim sürekli kendime. Yazmayı severim. Daha önce hiç bu kadar açık ve net yazmamıştım. Milliyetçiliğe dair hiç bir tarafkirliğim olmadı. Ayrıca Atatürkçü de olmadım hiç. Bir zamanlar cemaatçilik vardı. Biraz zaman sonra demokrat ve sonra sosyalist. Şimdi ise kısmi anarşist. Ancak Allah'a ve Peygamberine inanırım. Ölümü karşılayabilecek kadar güçlü değilim. Abimin Ak Parti manyaklığından nefret ederim. Diğerinin beni her zaman korkutmasından. İkisiyle de hiç bir zaman kız arkadaşlarımı konuşamadım. Ya da neler yaptığımı. Hep mantıklı ve güncel şeyler. Bazen beni hiç kimsenin kabul etmeyeceğini düşünürüm. Düşüncelerimi açıklarsam taşlanacağımı. Ama size söz verdim. Bazı gizlerimden bahsedeceğim bu gece.



Kız arkadaşıma minnettarım. İlk başlarda şans vermiştim, anladım ki Yaratıcı bana bir 'şans' vermiş. Fakat bir gün her şeyi mahvedeceğim. Hissedilir bir şey.

Kıvırcık bir kız arkadaşım daha vardı. Benden sonra yakın arkadaşımla olan ilişkisini kaldıramadım. Çok sevmiyordum ancak o çok seviyordu. Yani öyle söylüyordu. Artık sevilmediğim hissi sevilmemekten ne kadar da çok korktuğumu ilk kez farkettirmişti.

Beni karşılıksız sevebilecek kişinin olduğuna inanamadım. Hep denedim. Lan nolur beni sevin, ne yaparsam yapayım, istedim. Sanırım 'karşılıksız sevgi' sadece bir insandan bir köpeğe verilebilir. Herkesin bir Karenin'i olsun isterim.

İstanbula gitmekten korkuyorum. Açıkçası meteliksizim. Fakat orası benim yola çıkış amacım. Belki de amacım. Beni orada iyi dostlar bekliyor olacak. Buna inanmak istiyorum.

Otoritenin anlamsız olduğunu bile bile otoriteye tabi olurum. Her zaman korkak biriydim. Ama tek otoritenin Sevgi olduğuna inanırım. Evet, ben bir aptalım. Sevgi'ye ve onun otoritesi'ne inanıyorum.

İlk küfür ettiğimde, annemin yanına gidip ağlamıştım. İlk öpüşümde hoşlanmamıştım. Hayatta bize öğretilen şeyler, vaad edilen şeyler bazen bizim tecrübelerimizle uyuşmayabiliyor. Eğer o ayrımda, tecrübelerimizi mi yoksa öğretilenleri mi dayanak noktası alacağımızı bilmiş olsaydık, daha pek çok kez gülümseyebilecektik.

Kız Arkadaşım. Ondan iki satırlık bahsedemem. Aşka dair şeyler yazmayı da aslında seviyorum. Evet size söyledim, bu gece gizlerimden bahsedeceğim.

Onun bana gönderilmiş Bayan Edebiyat olduğunu düşünüyorum. Tabi aramızda başka bir takma ismi var. Yazdığı zamanları artırmasını söylüyorum ve umarım beni dinler. Bana olan saf sevgisinin aslında saf olmadığını yada bir gün pek feci şekilde lekeleneceğini düşünmek bana acı veriyor. Kandırılmak ya da aldatılmak istemiyorum. Yalan söylemesinden korkuyorum. Ondan beklentilerim var elbette; gülümsemek ve gülümsetmek, sonsuza dek. Ayrıca İki insanın, insanüstü olma çabası hava alanındayken bir köpeğin tasmasına yansıdı.

Dostum. O biliyor kendini. Ayrı kalabiliyoruz bazen. Ama ona olan ihtiyacım da bir gizimdi. Evet bazen çok duygusallaştığı beni çıldırtıyor. Bazen de konfora olan düşkünlüğünden tiksiniyorum. Ama ona olan sevgim ve ona olan ihtiyacım içinden çıkamadım bir labirent gibi. Hadi ama yapmayın, bir erkeği bu kadar fazla sevmek istemiyorum...

Babam. Ailemden tek aşık olduğum Ademoğlu. Hiç bir zaman babama sıkı sıkı sarılamadım. Babamla aramızdaki yaş farkı bir hayli fazla. 45 falan. e haliyle pek oyun oynadığımızı da hatırlamam. Onu kaybedince, kaybolurum. Beni her halimle kabul edebilecek belki tek yaratılan. Aptal safsatalarını ve otoritesini kabul ettirmeye çalışmayan tek varlık. Özellikle abimin ona olan saygısından bahsedip durup, gereksizce ve hunharca bağırmasından bazen aşağılamasından tiksiniyorum. evet babama olan sevgim de bir gizimdi.

ve Bir korkum daha. Aklımda olan düşünceyi tutarsızca, ve çelişkili anlatmak. Her zaman iyi konuştuğumu söylerim ama aslımda bir gizim daha. Bok gibi konuşuyorum.

ve Bir başka gizim daha. Penis boyum akrağanlarımın sürekli kendi penislerinden bahsettiği kadar uzun değil. Ha bana yetiyor ama öyle 18 cm felan, değil yani. Israr etme uzunluk vermeyeceğim.

Bana dair gizlerin umrunuzda olmadığının farkındayım. Ancak içimde o kadar giz birikti ki paylaşacak kimseler kalmadı. Yalnızlık çekiyorum lan işte anlayın. Her şeyi kız arkadaşımla, Dostumla yada Babamla konuşamam ya. "Baba benim pipim küçük?!" olmaz yani böyle şeyler. Bu orada o kadar küçük değil şimdi hakkını verelim, Türk erkeği ortalaması diyelim. Sonra küçük bey diye çağırıyorlar ipneler.

Bu arada. Bu sene ilk defa bir kız arkadaşımdan Babama söz ettim. Oğlum harika bir duyguymuş lan.

İlk defa bu kadar açık ve samimi yazıyorum. Ve bir başka gizim daha: Birinin çıkıpta bana ne lan senin gizlerinden demesinden korkuyorum.

--

Biraz durdum düşündüm, aslında korkmuyorum. Okuma o zaman lan pezevenk!

Berbat ve dayamalı sınav senemi geçirdiğime göre, anlaşılmaz karmaşık edebi fışkırtmalarımdan zevk almanız dileğiyle.

Saygılar Efenim.
Ahmet Yusuf Yatğın

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder