11 Haziran 2012 Pazartesi

kardeşime on beşinci sesleniş ve bir cevap bekleyiş

Hani bazı ağlamaklar vardır ya kardeşim. Ne için ağladığını bilmeyecek kadar çok şeye ağlayarak ve bir o kadar unutarak tüm bildiklerini, öyle ortaya, öyle sereserpe, bir yardım çığlığı tınısında gecenin, ağlarsın. Öyle bir sahnededir. Sızlamalarını duymayacak kadar hissizdir kulaklar şaşırma. Olmadığımız şeylerin kalıntısıdır ancak, olduklarımız. Yanarak ölmüş bir ozanın kokusu hala gül, menekşe hatrımda. Kardeşim, nasıl bu kadar güçlü kolları babamın. Ve nasıl bu kadar yumuşak oluyor askeri bir asayişte günde üç sefer kestiği sakalları. Roman kahramanları bizi görür her gece rüyasında kardeşim. Ölümü ancak sevgi bitirir. Kıvırcık saçlı bir adamın hamile karısına sözleri. Anlayışlı çay tabaklarının vefakar dostluğu senden iyi olmasın. Çünkü bazen gerek kalmaz parantezlere. Beklemiş, beklemiş, beklemiş, ama öyle uzun beklemişki, sanki hep beklemiş kadar üzgün bir yağmur yıkık çocuklar. Kardeşim, verdiğim selamı bile takmadı kör duvar. Olsun, biz yine hiç yorulmadık. Yaslanabilecek ikinci bir omuz, son bir omuz yeni şehirler. Hep dolaşıp döndüğüm o şehir sensin kardeşim yine sen. Çünkü gözyaşının gözyaşına karıştığı insandır gerçek dost. Teşekkür mektubumdur emeği geçenlere. Bırak dedem, bırak elin öpeyim. Bak herkesin izi bir yaz yağmurunda yok oldu. Şimdi bütün kulları zemherinin kahrından ölmekte. Oysa biraz sakin be kardeşim, biraz sakin. Keşke kardeşim, hiç büyümemiş olsaydım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder