17 Haziran 2012 Pazar

Raslantılar Prensesi


yaşanmışlıkların yorgunluğuyla yeni bir mücadeleye hazırlanıyorken ruhum
nasıl olduğunu kestiremediğim bir selamlaşmaydı belki de bu.
biraz acemiydim tabi, kabul ediyorum

ama sen raslantılar prensesi
sen dokunulmaz güzelliktesin

iksirin etkisiyle konuşanlar, gerçekte hiç konuşmamışlardır
ve dokunduğunda bozulur elbisenin ütüsü
sıradanlığın sıradışı süsleriyle karşı karşıyayım
bu felaket zamanında da kurtarıcı gelmeyecekse ne zaman gelecek
cevabın çaresizliğiyle savaştayım

ama sen raslantılar prensesi
bahsedilmeyen kurtarıcım
gel..

ayaklarımın ucunun, yani tırnaklarımın nereyi gösterdiğindeyim bu sıralar
bir anlamı olmalı mı ki arıyorum?
ve hiç bir zaman anlayamadığım lanetlenmiş cümle
seni kim böyle kurdu?..


ama sen prenses
raslantıların mucizesinde kaybolmadan
sebeb bul kendine
"çok sevdiğimden" de
"nefret ettiğimden" de
ya da "ölmek istemediğimden"

ama sen raslantılar prensesi
sen gidiyorsun..

1 yorum:

  1. son 1 yıldır hayatım büyük bir yalnızlıkla geçti ama bunun yanında büyük tesadüfler de oldu hiç bir zaman olmayacağını zannettiğim . örneğin bu blogu uzun zamandır takip ediyordum . yazdıklarınız yaşadıklarıma tercüman oluyordu bu blog o yüzden hayatın bana tesadüfle sunduğu mükemmel güzelliklerden biridir. bu yazıya gelecek olursam . insan uzun süre yalnız olunca herşeyi kafasında kuruyor en azından ben öyle yaptım ve sevdiğim kadını kafamda kurdum onunla yaşadım belki bana şizofren diyebilirsiniz ama değilim . bir süre sonra raslantılarla hayat bana bu kadını verdi . işte o kadın benim için raslantılar prensesiydi . ama burda dediğin gibi raslantıların mucizesinde kaybolmaya başladı " neden?". sanırım yine kaybettik usta .

    YanıtlaSil